top of page

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 12 (Değil)

Ben, sokak lâmbaları arasındaki bir büyük şehirde, gökyüzünün altında bir ora bir bura gidip gelen, elektriksiz ve voltajsız etlerden ve derilerden biriyim. Âleme geldiğim günden beri aradığım düşünceleri, ölmeleri, konuşmaları, bilmeleri uzayın sonuna kadar arayıp duranların bazılarındanım. Önünde birkaç defter, arkasında sırtı olan insanlardanım. Düşünürken iyi, konuşurken kötü olanlardanım. Anlaşılanlardan, anlaşılamayanlardan, zor belâ anlamaya çalışılanlardan, bazen anlaşılabilenlerden; hepsindenim. Dişiyle saygı duyan türdenim. Bir tutam glikozaltıfosfatdehidrogenez eksikliğinden dolayı yeterince utanmam yok. Glikozaltıfosfatdehidrogenez eksikliğinin de utanmayla ilgisi yok. Belirsiz.


Düşündüklerimin rengini değiştirene kadar çorap falan giyerim. Siz ön yargılarınızı temizleyene kadar elinizi, yüzünüzü yıkarsınız. Evet sahteler, ben doğum günlerinizi hiç sevmem ama elimi, yüzümü yıkamayı severim, bir de ayağımı.


Ankara'da soğuk bir sokak lâmbası ve altındaki kaldırım ve asfaltla birlikte oluşturduğu "cadde" algılaması ve ben… Telefonumda bir İrlanda şarkısı: "İrlanda’da Hava Çok Soğuk". Cranberries'ten.


Sessizlik ve cadde ve akşam ve yağmur sonrası soğuk hava ve tenhalık ve ben. Ve telefonumdaki metal. 90lardan :

"Hey! Hey! Hayatınım ben senin, Seni alıp götürenim." (Sad But True - Metallica)


Aslında düşündüğüm şeylerden biri biz doğmadan önce yapılmış çoğu şeyi daha son birkaç yıldır öğreniyor olmamız: Bandura'nın sosyal öğrenme kuramı, 80lerin damardan metal şarkıları, keşfettiğiniz harika eski filmler,.. girdiğiniz bazı binaların, üzerinde yürüdüğünüz bazı sokakların, selam verdiğiniz bir yaşlının siz doğmadan önce de var olduğunu düşünün. Akıl almaz bir şey mi? Değil.


Daha başka bir şey düşünmeden yürümem pek mümkün değildi. Telefonumda, sonra, Slash'ın konserin birinde attığı o ünlü Godfather solosu. O soloyu Ankara'nın ıslak ve soğuk bir sokağıyla üst düzey klasik koşullamaktan memnunum. Bence tuhaf, en azından benim için tuhaf. Kötü mü? Değil.


Adı "ebâbil" olduğu için mitolojiyi, Hint destanlarını, Özdemir Asaf'ın Sıddharta şiirini, Fars kültürünü, Arap çölündeki küçük bir köyü çağrıştıran bir kuşun aslında normal, sıradan bir kuş olduğu gerçeğini de düşündüm. İsimleri yüzünden abartılan insanları düşündüm, düşünün. Kimi hayvanların isimlerindeki dengesizlikleri düşündüm, düşünebilelim. Hepimiz düşünelim, düşünün siz de.


Dediğim gibi, ben akşamları bir büyük şehirde sokak lâmbaları altından sessizce yürüyüp geçen kemiklerden, damarlardan biriyim.



18.10.'14

23.39

Ankara

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 167 (Ilırım)

Bugün yavaş suskunlukları olan birkaç kişiliğimle barıştım. Tamire götürdüm, getirdim. Yanlış defterde imiş eksik olduğum anılar. Oradan silip öteki deftere aktardım. Hayatın eşiğinde mantıklı temkinl

bottom of page