top of page

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 125 (Helsinki Radyolarında)

Helsinki radyolarında sütlaçtan taşlarla sonbahar resimlerini kaplıyorum. Fa diyez yeterince pembeleşti, çok az yoğurt damlatıp karıştırıyoruz. Mitolojilerde şahlar ve kelebekler mahkemeleşti. Kablolarla satranç taşlarını satranç tahtalarına bağlıyoruz. Sınavdan düşük puan aldım ve bir yerden para kazanmaya da henüz başlayamadım. Neyse radyo dinliyoruz. Biz kişim ben kişilerime eşdeğer. Az kişiyim; tekil sıralamalarda en doruktayım. Taşlar… Güzel sonbahar.

Helsinki radyolarının ses geçirmeyen kısımlarında kalıyorum. Her hatıra her alfabeye sığmıyor. Sarımsaklar duvarda asılı, içimden konuşmak gelmiyor, içimden konuşuyorum. Her ses her alfabeye yakışmıyor.

Sokak lambalarından ışıklar çok serbest yayılıyor. Çok şaşırıyorum. Dikkat edilse lambalardan çıkan müzikler açıkça duyulabilir. İnsanlar dikkat etmek yerine tebessüm ediyorlar. Haklılar.

Helsinki radyolarında Korpiklaani çalıyor. Festival mevsiminde ev yapımı festival de yapılır. Tuzlanıp bekletilir. Kısık ateşte kızartılır. Salçayla eritilir. Hızlandırılıp amfide sesletilir. Bas’ı sonradan hazırlanır. Biraz ılıyınca Winamp’a konur. Karanfil, Millî Müdafaa, Konur onu duymaz ama onu iyotlu iyotlu çalarsın, bir daha çalarsın, çay içersin, kafa sallarsın. Kafada yerçekimi yasası, gençlik, hanımlık, beyefendilik… Kafamda sonbahar güzel. Taşlar… Güzel sonbahar.

. . . 09.09.’18 00:43

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 167 (Ilırım)

Bugün yavaş suskunlukları olan birkaç kişiliğimle barıştım. Tamire götürdüm, getirdim. Yanlış defterde imiş eksik olduğum anılar. Oradan silip öteki deftere aktardım. Hayatın eşiğinde mantıklı temkinl

bottom of page