Yetmiş kilometreyle giden otobüsün üstünde karyolayla yolculuk etti. Yetmiş kilometreyle giden otobüse seksen beş kilometreyle leylek sürüsü yaklaştı. Yetmiş kilometreyle giden otobüsün üstüne doksan kilometre hızla kedi düşecek. Otobüsü süren kıravatın hüznü rüçhanlı fındık ezmesi, bohçası tarlada kalan gelinin tabulu, acıklı ve yaban kirazlı al hikâyesi, çevre yolunda otostop çeken gençlerin memur olması, geçmiş tavşanların nice şapkalarda unutulup gitmesi inceltir mi sana duyduğum hayranlığı?
Görünen köye kılavuz atanmış. Yanlış insanın gecesinde yarınlar kopar, dağılır, emilir, geri dönüşüme verilir. Aynı yarınlar ertesi günlerde sahipsiz megabaytlar için yaşanır ve değiştirilir. Senin il sınırından geçmeseydim sana âşık olmazdım. Tabii sen bunu bilmiyorsun.
Bugün çekiciliğinin rengi bir alageyiğinkine çalmıyor, yakıp kavurucu bir soba hissiyatında koyu kestaneye berenarı. Dünya evine ulaşamayız, bence geri dönelim. Zorlamanın gereği yok. Arkadaş falan da kalamayız ayrıca.
. . . 11.12.’18 00:05