top of page

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 157 (Ne Dersler Aldın?)

Güz başı geldi. Bir vâdiye âh tuttu. Mücevherler girdâp etti. Bunalan kervan çölden kaçtı, daldaki kuşlar dağa uçtu, dervişler yüzbir oynadı ve azizler papazkaçtıya papatya reçeli yaparken alıştıklarını söylediler. Pek inanasım gelmedi.

Sen ömrüne giren geçici hayatlarla nasıl baş ettin bunca vakit? Nasıl kurtardın ömrünü uğraştıran gecekondulardan? Kaç litre benzinini harcadın yıkarken onları? Ne dersler aldın? Sence onlar hangi hususlarda haklı? Vay!

Bu bir kahve kâsesinde dans ederek oyalanmak, pek yaşlı çınar olup yangın görüp yaşarıp yanmamak ve bu bir kahve kâsesinde tek nefeste dalgalanmak, azıcık daha şımarıp kendini ortalığa damlatmak; göründükçe izleşmek, silikleştikçe muammalaşmak. İtiraz eden sana bana alev atsın.

Ve bu bir bahane kâsesini mantık bulup çatlatmak. Buraları gezen bilir, yabancılar için alışmak, meraklanmak lâzım kâseye. Ne dersler aldıysan verebiliyorsun üstü başı.

Ve bu bir aşçıbaşının yaptığı yemeği beğenmemek, 5110’a Telsim takıp dört buçuk g ile viraj dönmek. Nasılsa hatırlarım yazı, bunala bunala.

Ve bu olabilecek hayallerin olmamasından kaygılanmak; sanki bir halt bilmemiş gibi keçi yolunda gaza basmak. Yarımların tamındayım, ben kimlerin taymındayım?

Mücevherler girdâp etti. Bu bir kahve kâsesinde olmak.

. . .

3.9.’20 00:46

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 167 (Ilırım)

Bugün yavaş suskunlukları olan birkaç kişiliğimle barıştım. Tamire götürdüm, getirdim. Yanlış defterde imiş eksik olduğum anılar. Oradan silip öteki deftere aktardım. Hayatın eşiğinde mantıklı temkinl

bottom of page