top of page

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 159 (Gibiydiler, Gideyim)

Kişiye belli oldu, mor dalgalar sese çıktı. Çizmeler hakarete vardılar bana. Ben neyim bu dünyada? Söküp yağmuru içe doğru, koyu griyi buldu hatalı kişi.

Üzerime dondurma sesi, ısıtma herkesi arkama, soğutma soğuk dünyamı mantıklı kişi. Kafa geldi, sesler çıktı; duruyordum durakta. Kafa bayıldı; cam içinde buzlu kız; kurşun kalemler bir daha ve bir daha yazmakta. Muma yağan gezegen yağmurlarında makine bir selam daha, fosfatlı kalemler var hâlâ eskeriyetle fazla gibi.

Hep su cerrahlarına söylemişimdir: diğer aklım kalsın ki yıllar içinde geri yıllara gideyim. Ulaşılmazın esvâbına dokunup mahalleler içinde eski yönlere gideyim. Bakkalların kapısına dokunup ana caddeler içinde modası geçmiş trafikte gideyim. Arabaların farlarına dokunup yakayım onları; upuzun yolda önümü görüp gideyim.

Hep bana el sallanmasın, gemiye de el sallayın. Güverteye tutunun, bir şey olmaz, poğaçalarla itin gemiyi. Bütün dalgakıranlar sonsuz klavyedeler; gibiydiler, gideyim.

Aşk havlamaz, gönül ulur. Sahip olduklarımdan ses çıkmaz da canımın istedikleri canımı sıkar. Bazıları aşkımdı, bazıları gönlümdü. Gibiydiler, gideyim. Bazı gönüllere yine gidesimiz geliyor.

03.10.’20 01.29

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 167 (Ilırım)

Bugün yavaş suskunlukları olan birkaç kişiliğimle barıştım. Tamire götürdüm, getirdim. Yanlış defterde imiş eksik olduğum anılar. Oradan silip öteki deftere aktardım. Hayatın eşiğinde mantıklı temkinl

bottom of page