Ayağımın altına almak istediğim hayaller bunlar değil. Suçluluk duygum had safhada ve güvenilirliğimin standart sapmalarını eline alıp kafama saplamalarından korktuğum insanların sayısı... Ya da bardaklarını taşırmaktan endişelendiğim kafalar... Kâbus görüyorum sanki; sessizler genelde ama kelimeler söyleyip bazen çok bağırıyorlar.
Üç beş utangaçlık, iki tane umursamazlık veya birkaç yüzsüzlük... Tamam bunları durduramadığımı itiraf ediyorum. Ve suçlamaların haklı olduğunu kabul ettiğimi de söylüyorum. Ama umursamıyorum. Ve umursamazlık üçe çıkar…
Zehrimi sürekli yanlış insanlara verdiğimin farkındayım. Zehri aldıkları zaman koşar adım uzaklaşıyorlar. O kadar hızlı uzaklaşıyorlar ki şaşırmaktan veda etmeyi unutuyorum. Üç beş utangaçlık, iki tane umursamazlık veya birkaç yüzsüzlük... Gidenleri geri döndürmek senin tahmininden daha zor. Yüzerek başka kıtaya uçmaktan misal.
Burada insanları kanatmaktan söz ediyorum. Parmaklarımdaki mavi mürekkep kokusu giderek ağırlaşıyor. İşte insanları kanatmaktan söz ediyorum: üç beş utangaçlık, iki tane umursamazlık veya birkaç yüzsüzlük.
Åžubat '14
23.40
Ankara