top of page

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 7 (Akşamımı Bozan Cümle)

Perşembelerden daha eski olabilecekken, hiçbir kar tanesinde göremeyeceğin adsızlığın yalınlığını yaşıyorum. Sana ne ve bana ne. Simsiyah, tertemiz, esintisiz, çay bardağında insanlar bazen çay içer, bunalmamışlardır ama neşeleri de yerinde değildir. Isırgan otu ve dinlesen şarkıları, beklesen güneşi, çıplanınca huş ağaçları güze doğru ve güzün, simsiyah, tertemiz, esintisiz. Mışıl mışıl dinlenen masalların içinde uyuyamam, Mariana Çukuru’nun dibindeki siyahlıkta ne olduğunu bilmiyorum, açıkçası bizim mahallemizden bazen kamyon geçtiği oldu ve her seferinde su borularının patladığını hatırlıyorum. İnsanlar Mariana Çukuru’nun nerede olduğunu bilemeyebilirler. Bizim mahallemizde kamyon vardı bir tane.

Akşamımı bozan cümle, duruluğumu yitirdiğim esrarengiz isim tamlaması, jâle, karnabahar ve hayata küsen ne kadar kuş varsa hepsinin öttüğü kolonyasız sabahların ilk ışıkları ile, sessiz sâkin yürüyen insanların adım sesleriyle, hangi soruyu sorduğuna bakmaksızın kafana göre verdiğin yanıtlar ile, telaşlısın anladığım kadarıyla. Ya bir şeylerden korkmuşsun ya da bir şeylerden korkacağını düşünerek kendi kendine bilişsel çarpıtma yapıyorsun ama eskiden Posta Gazetesi’nin bulmacasını kahvaltıdan hemen sonra çözmek güzel olurdu. Boru sesinin ‘ti’ olduğuna hiçbir zaman inanmadım. Doğru düzgün ip atlamadım hiç; sevmezdim.

Yarını dünden önce olan herkes niye süt içiyor masanın altında? Bana niye tedirgin tedirgin bakıyorlar? Kafalarına su serpip balık ağı mı atayım üzerlerine? Niye sabahın on birinde hiç konuşmadan ve ayrıca neyi bekliyorlar, dahası, yanlarında neden saç kurutma makineleri var? İki yanlarına sallanıyorlar. Bunlar hepten gerizekâlı.

Uçurtmasını kamyonun altında uçuran badana sarısı sevimli yüzlü genç delikanlının ilgisini, ötede maç yapan kızlar çekmiyor. Otobüs şirketlerinin saatlerinde gecenin on iki buçuğunu yine gecenin yirmisi geçiyor. Çocuk hâlâ kamyonun altında, limonlu parşömen kâğıtları uçuruyor şimdi.

Akşamımı bozan cümle; simsiyah, tertemiz, esintisiz yağan yağmurun ıslattığı huş ağaçları ne kadar uzun. Başına damlayan defterleri unutamıyor ki genç kadın.

....

2014 Yazı

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 167 (Ilırım)

Bugün yavaş suskunlukları olan birkaç kişiliğimle barıştım. Tamire götürdüm, getirdim. Yanlış defterde imiş eksik olduğum anılar. Oradan silip öteki deftere aktardım. Hayatın eşiğinde mantıklı temkinl

bottom of page