Biraz umutsuz bir klavyem var; daha da yağlı ömrümün üç parçası. Dindir avazımı, bant yapıştırdım Kızıldeniz’e ve Akdeniz’e, ayrıca size ve sizin denizinize. Ağısı geçmedi mi sabah tufanlarınızın? Hangi hafta sonuna yakınsınız, siz nesiniz, siz niye insansınız? Kocaman boğaların uçurumdan atladıkları yerde, şuruplar dolusu gece, atlayanlar hastalıktan atlayacak kadar hasta ve bitkinmişler. Sizse Karayiplerde bakımsız bir köyde hasta ve fukaradan halliceymişsiniz; benim elektriksiz kanjilerim varmış evde, arkadaşa vermişim.
Nasıl hareketsiz şehrin son beyaz arabası? Tüylerinden sıkılmış kuşların merhaba’sı çınlamıyor mu kulaklarınıza? Nasıl rüyâ olup girecekler o zaman onlar uykulanıza? Kuşları ihmâl etmekten sıkıldığınızda insanlık gezegenden sıkılmış olacak. Kuşların adlarını ezberleyin. Ben de uğraşıyorum. Birlikte uğraşırız. Birlikte uğraşırlar.
. . .
28.10.’17 01:20