Duraklarında akınsız vicdan ezmeleri, paslı parçalı gönül sarıntıları, azalmak istemiyorum, dışarıda kalmak veya can sıkıntılarımı canımdan sökmek yetmeyecek. Yarı yıllara dönüyorum, yarım yılda bir donuyorum, yarısına gelemiyorum hayalini kurduğum ufak tefek gerçekliklerin. Deseni faciadan büyütüyorum; sahne düzenini göl diplerinden uyarlıyorum, senaryoyu sellerle dengeliyorum; fakat ben kendi perdelerime alışamayacağım sanırım. Boşluklarımı kibritle yakıyorum, varan bir; hayatım kaskatı oldu, varan iki; sıkıştım ve ne yapacağımı bilemiyorum, varan üç; duyduğum şey rüyam değil, kum tepelerinin soğuğu.
Sıvı bıçakla doğrasam yüksek ateşimi, çevremde çember olur mu kendime vaadettiğim insanlar yine ve kısmen uyanık gördüğüm sanrılarıyla devam ederler mi leblebiler yemeye? Erken saatte yakar mıyım lambamı, uykumdan kurtulur muyum?
Sizi kirlettim; karların sıcaklığını raylara kadar unuttunuz. Sizi büyücüye götürdüm; daha kapıdan girer girmez korktunuz. Mal mısınız? Kadın bilişselci, öcü değil sizin okuldaki yapısalcı hocalar gibi. Genelde yetmiş verip geçiriyor. Sertleşen havalar camları zangırdattı, şimşek çakarken gençliğimin birazını güzel geçirdiğimi düşündüm.
. . .
26.01.’18 23:01