top of page

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 98 (Belgeselleri İyi İzleyin)

İrmikten kanatlarımda limon kokusu… Soğuk mumlar ısınıp sırtlara ve bellere akıyor. Sana ne bundan ve bana ne bundan? Eriyik merhametlerde savaşan güçsüz kablo ve havlu. Bozaran soru bankalarında çığlıklar artıyor. Küp yosunlu Sahra tarzı acı silgi, kusur bulmadan martı eğiten yaşlı balıkçı, camdan bir yerlere giden şehirli oğlanlar, duruca akan ırmak… Artık, altınları fıstıklı veya cevizli yapıyorlar. Kromları ahududulu severim. Paladyumun çayını şekersiz içmek tercihimdir. İnsanlık benim cinsimdir ve insanlık benim hiçbir şeyimdir.

Düşüncelere akar turna, o ağır sikletten bir varoluşçu. Leyleklerin kaydadeğer gerçekçiliği (saat kuleleri) ve antilopların en natüralist doğabozan simyacılıkları… Belgeselleri iyi izleyin.

Onarılabilen büyük bisikletler dağ gezisi yapmanıza yarayacaktır. Yalnızca bisiklet kullanarak bilge olmanız zordur. Şehrin neresinden geçer alabalıklar? Ayakları köprüye bir gezegen yerlisine yakışmayacak biçimde atılı olanlar ve büyükşehir belediye otobüslerinin dumanlarını soludukkları için kendilerini seçkin ve kültürlü sananlar…; nasıl bir ahvâl içinde ki bu bakımsız kalabalıklar?

Yağlı yıldızları zırhlarıma sürünce odamın içinde bir insan oldum. Kapılarım kapalı, hayalimin saçakları, Güneş’in doğduğu yerden çıkan varsanılar değil. Kapılarım aralı, hayalimin bıçakları, beni Güneş’in kestiği yerden kesen insanlar değil. Kapılarım dik açıda, hayalimin bir miktarı Güneş’in döküldüğü yere sığanlar değil. Gül bahçemin zencefili, hayalimin ince fili, manevîmin ormanında tundra bulup bitenler değil. Gül bahçesinde bateriler, neşesiz gamlar ve seriler, aslında düşlediğim sessiz distopyalar değil.

. . .

03.03.’18 00:45

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 167 (Ilırım)

Bugün yavaş suskunlukları olan birkaç kişiliğimle barıştım. Tamire götürdüm, getirdim. Yanlış defterde imiş eksik olduğum anılar. Oradan silip öteki deftere aktardım. Hayatın eşiğinde mantıklı temkinl

bottom of page