top of page

kaktüs

kaktüsün canı sıkkın bu paris elma yedi hava soğuk, elma yeriz tüm gün far yakıyor araba, hüzün sis basıyor farları, neşe eritiriz başka karları güzün halı sererim üstüne nehrin otururum ve elma yerim gece kaktüse bakarım uzun uzun arabalar, sisleri delin! karları aydınlatarak farlarınızla ısrarla şu karanlık sisleri ezin! asfalta halı serdim kışın yedim karlara rağmen asfaltta elma bana âşık olsana, elma yeriz birlikte yazın

Son Yazılar

Hepsini Gör

ahır

kapalı hava; huysuz ve hasta ahırlar, şimdi hatırayla çatallanan yaş pasta kadar ağırlar. evimdeki ahırdayım. sıcak bardakta yoldan geçen süt vardı. beyaz bir sıkıntı içmişti. o da puding kadar karam

ağıdını yakamam

yaklaşmıştı yaklaşmakta olan: bir reddin dört oktavlık üzüntüsü. bu hafif zelzelenin idraklarının her an sayısı artıyor; bu üç yüzüncüsü. yani ben üç yüz saniyedir böyle durgunum. evet biraz donuğum,

umarım anlamışsındır

yanımda sen de kalmadın bahçeyi tek başıma süsledim bir ipten atladım, boşlukta sürükleniyorum. sessizim, hâlsizim, harpteyim renksizim, şeffafım, yok gibiyim karmaşığım, şaşkınım, bitkinim umarım a

bottom of page