top of page

Hoş Beyinsel Gece Yarıları - 2 (Benimle Yağmur Yağar Gibi Konuş)

Çok uzak coğrafyadaki bir sigara izmariti... Onu sokak lâmbasının altına atıp uzaklaşan adımların istikâmeti... İstikâmet, lambanın ışığının erişemediği ağaçlara doğru. O ağaçların gövdelerine yaslanan sırtlar terli, başlar da hasta ve omuzlara eğik. Gözler ağlamaya meyilli ve kuş sıçsa tınlamayacak kadar da dalgın.

Kendimi mezardan kalkma hissettiğim gecelerdir. Deftere dalgın dalgın bir şeyler çiziktirdiğim gecelerdir. Etimi yok sayıp kemiklerimi hissettiğim gecelerdir. Hoşturlar. Üç dört dize türkü mırıldanırım. Beni kim çekiyor hislerimden yukarılara?

Uzak ülkenin birindeki bir izmarit... Coğrafyası uzak; caddesi de. Gönlünden geçeni bana bırak. İzmarit ezer gibi ezme kendini de. Benimle yağmur yağar gibi konuş. Av yasağı başlamış zargana kadar rahat ol ve iskeleye yanaşmış troller gibi kendinden emin bir şekilde yanıma otur.

Yanıma oturup da gece yarılarına kadar sustuğun gecelerdir. Kafatasını omzumdan ayırıp da ruhunu çekiçle deldiğin gecelerdir. Aşka gelip kendimi dört beş yerimden satırladığım gecelerdir. Hatırladığım tanları burada anlatamam. Oluk oluk sabahları festikan gibi bakışlarına sebepleyerek kendi gündoğumumu siciline damlatamam. Senin gibi deryayı mehtap mehtap şavkıtacak kadar ışığım yok. Ama loş ışıktan zevk alıyorsan memnun olurum. Beni gençliğimle avlarsan mutlu olurum.


22.02.'14

18.45

Ankara

Son Yazılar

Hepsini Gör

Buz Nisan : 45-90 / 1. kısım

Çemberin kırk beşinci ve doksanıncı dereceleri arasında kalan yay’a yeni kopmuş bir yaprak kondu, sonra düştü. İlkbaharın en yaşarmış günüydü. Akıntılı toprak, atmacaların şah kaptığı kalelerin duvar

Buz Nisan : 0-45 / 2. kısım

...Çemberin sıfırıncı ve kırk beşinci dereceleri arasındaki yay tunçtan yapılmışsa, kulaklarımdaki tunç sesleri belki bundan ötürüdür. Bilmecelerle mutlu olan zekî insanlara özgüdür. Ya da ne bileyim,

bottom of page