top of page

mehtap var sularda

kitapta okumadım, rüyamda da görmedim, dedemden de duymadım. tam o anda derin, mavi poyraz çıksın istedim. poyraz çıktı, ben esmedim. şavkıdım deniz üstünde. mehtap var sularda, çaresiz şavkıyor, gözlerim yaşarıyor on dokuzken yaşım daha. içimden ağır ağır hafif bir yâr geçiyor gözlerim kapanıyor, zor geliyor ömür bana. gören oldu, duyan oldu, şarkımı da gizlemedim, şiirimi de saklamadım. ter süzüldü oluk oluk, poyraz çıksın istedim. poyraz çıktı, ben delirdim, süzüldüm sular üstüne.

Son Yazılar

Hepsini Gör

kaktüs

kaktüsün canı sıkkın bu paris elma yedi hava soğuk, elma yeriz tüm gün far yakıyor araba, hüzün sis basıyor farları, neşe eritiriz başka karları güzün halı sererim üstüne nehrin otururum ve elma yer

ahır

kapalı hava; huysuz ve hasta ahırlar, şimdi hatırayla çatallanan yaş pasta kadar ağırlar. evimdeki ahırdayım. sıcak bardakta yoldan geçen süt vardı. beyaz bir sıkıntı içmişti. o da puding kadar karam

ağıdını yakamam

yaklaşmıştı yaklaşmakta olan: bir reddin dört oktavlık üzüntüsü. bu hafif zelzelenin idraklarının her an sayısı artıyor; bu üç yüzüncüsü. yani ben üç yüz saniyedir böyle durgunum. evet biraz donuğum,

bottom of page